Umre

KABETULLAH, DİYANET, MESCİDİ NEBEVİ, YILDIZLAR, KIYAMET, ve ben

   

    Umre ile ilgili yazılacak belki çok şey var ama bunlardan en önemlilerini yazayım da sonradan unutup gitmeyeyim her zaman yaptığım gibi. Şato otelinin lobisinde iki kaşımın ortasına bir söz saplandı ki cevap vermeden önce Kabetullah’ı  görmem gerekiyormuş! “Yıldızlar yere çakılacak!” diyordu diyanetten bir görevli. “Kim diyor?” diye sordum gayri ihtiyari. Cevap beklediğim gibiydi: “Kuran böyle emrediyor!

    Kim bilir kaç milyon benden önce Kabe’ye bakmıştı. Acaba bakarken ne düşünüyorlardı diye geçti içimden. Namaza dururken de sanki bir şimşek çaktı ortalarda. Demek yıldızlar yere çakılacaktı! Bu benim kaç yıldır uğraştığım konu değil miydi. Hem de Kuran bu konuyu bildirmişti. Bundan çok önemli sonuçlar çıkabilirdi.

    1. Çok yüksek enerjili kozmik ışın yağmuru dünyanın sonunu getirebilirdi. Yani Kıyamet işte.

    2. Meteor yağmuru da dünyanın sonunu getirebilirdi. Bunu da zaten dinozorların sonuna benzer şekilde ifade ediyorlardı.

    3. GERÇEK YILDIZLAR YERE ÇAKILABİLİRDİ!  Kimse bunu öngörmüyordu ama demek ki yıldızlar da yere çakılacaktı. Şimdi bunu duyan acemi fizikçiler hemen atılacaklar. “Güneş bile dünyadan 100 kereden fazla büyük çap olarak. Hiç gerçek bir yıldız yere çakılır mı?”

    O zaman burada YER kelimesi iyi anlaşılmalı. Yer = dünya olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bir pirenin yeri belki başımız olabilir. Bizim yerimiz ayaklarımız bastığı yerdir. Dünyanın yeri güneş, güneşin yeri ise saman yoludur. Burada “Samanyolu da bir sona erecek” şeklinde bir mana çıkarılabilir diye düşündüm.

    Konu “Ayet, hadis, Kuran” olunca çok fazla bilgiye sahip olduğumu söyleyemem ama  İslami konularda oldukça fazla kitap okuduğumu söyleyebilirim. Sıra şu yıldızların sonu konusuna gelince de pek çok yetkili ağızdan daha çok söyleme şansına sahibim. Onlardan hiç birisi “Yıldızların dağılması” konusunu benim anladığım manada izah etmemişlerdir.

    Diyanetin verdiği Kuran mealinden “yıldız” konusunu arayıp aşağıya ekledim:      

Vâkı’a Sûresinin 75,76 . Ayetinde Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

Mürselât Sûresinin 8 . Ayetinde Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

Tekvîr Sûresinin 2 . Ayetinde Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman,

İnfitâr Sûresinin 2 . Ayetinde Yıldızlar saçıldığı zaman,

    Görüldüğü gibi burada “dağılmak, sönmek, saçılmak, söndürülmek” var ama “çakılmak” kelimesini bulamadım. Halbuki diyanet yetkilileri bana “çakılmak” fiili geçen bir cümle söylemişlerdi. Bunu teyit etmek için Cevat hoca ile konuşmak istedim ama sanırım konuyu tam anlatamadım.

    Yıldızların bilinen sonu: Beyaz cüceler, nötron yıldızları veya kara delikler olarak ön görülür.

    Bense bir dördüncü yol olarak onların tekrar ilk hallerine yani gaz kütlesine döneceğini düşünüyorum ve ispat edebilirim.

    “Yıldızların yerlerine yemin ederim ki”  meali baz alarak,  buradan “kainatın merkezi vardır.” önermesinin doğruluğunu ispat etmeye çalışmam gerekiyor mu.   

Yorum bırakın