ŞEKER DERDİ

ŞEKER DERDİ

                Şeker Hastaları: Yıllar önce “Diyabetim, Şeker hastasıyım!” diyenlerin hastalığını duyar geçer giderdim. Derken İnsülin denen hormon eksikliğinin şeker hastalığının sebebi olduğunu öğreniyorum. “Diabetus Mellitus” adlı bir kitap yazan doktorun bu beş yüz sayfadan fazla kitapta ne yazdığını düşünüp hayret ederdim.  Bir gün doktor “Diyabet hastası olarak diyetinizi kontrol etmeniz gerekiyor!”  dediğinde ise daha da ilgim arttı. Diyabet veya Şeker Hastalığı iki tür olmaktadır:

                Tip I diyabet: Pankreas problemlerinden dolayı vücutta insülin üretilememektedir. Bu durumda hastalar sürekli insülin almak zorundalar.

                Tip II diyabet: Normalde açlık esnasında vücutta insülin 5-6 civarındadır. Yemekten sonra bu 20-22 civarına çıkmaktadır. İnsülin yükselirse şeker düşmekte ve 90-110 değerleri arasında olmaktadır. Ama gel gelelim bazı insanlarda insülin 21 olduğu halde şeker 150-500 arasında olabilmektedir. Vücutta yeterli insülin olduğu halde şeker seviyesi düşmeyenler Tip II diyabet hastasıdırlar.

                İnsülin Direnci: Vücutta yeterli insülin olduğu halde şeker oranı düşmüyorsa buna “İnsülin Direnci” denir ki sebepleri çoktur. İnsülin direnci ile beraber: Karaciğer yağlanması ve yüksek tansiyon da olursa HEPATOMA yani karaciğer kanseri, yani siroz olabilmektedir. Bu ise garantili ölüm demektir.

ŞEKER ÇEŞİTLERİ: Son günlerde ortada büyük şeker savaşları dönmektedir. Pancar şekeri, Kamış şekeri, Nişasta bazlı şeker davası devam etmektedir. Birileri taraf olup haklılığını ispat etmeye çalışırken bazıları da “Şeker şekerdir!” diyerek bilgi birikimini ortaya koymaktadır. Gerçi şekerle ilgili bilgilerim yetmişlerin başında en olgun seviyesine gelmişti ama oturup bilgilerimi tazeledim.

                Fotosentez: Hayatın temelidir. Güneş ışığı ve Klorofil yardımıyla su ve karbondioksitten Glikoz yapılır. Glikoz suda eridiği için depolanabilmesi anında suda erimeyen şekle dönüşmelidir. Bir çok Glikoz molekülü birleşerek selüloz veya Nişastaya dönüştürülür.  

   

ilki Aldo ikincisi keto grubu şekere örnek

                Şeker Nedir?: Şeker şekerdir! Diyenlerin kastettiği Sakaroz denen çay şekeridir. Hâlbuki insanların ilk tanıştıkları levüloz dedikleri meyve şekerleri olup içinde glikoz ve früktoz daha çoktur. Balda ise früktoz ve glikoz vardır.  Şekerlerin kimyasal yapısı nedir o zaman?

                Şekerler,  yapısında (CH2O)n kökü olan kimyasal malzemelerdir. Burada n sayısı 3 ile 8 arasında olabilmektedir.    Vücutta en önemli yeri olan 5 karbonlu Riboz şekeri ile 6 karbonlu glikozdur. Früktoz ise glikozun bir şekli olup glikozun alkole veya karbondioksite indirgenmesinde ara üründür. Früktoz vücuda zararlı olabilir mi?

          Mantıken EVET!

           Nasıl yani?

          Alkol vücutta üretilir, alınırsa ne olduğu bellidir. Morfin vücutta üretilir, alınırsa ne olduğu belli, Früktoz vücutta ara üründür, ekstradan alınırsa ayni şekilde zararlı olacaktır. Peki bilimsel geçerliliği var mı?

Früktoz ağızdan alındığında, tamamı kana geçemez.  Yapılan çalışmalar Früktoz ve glikoz beraber alınırsa tamamen kana geçiyor, bunun dışında beş ile 50 gr arası kana geçiyor. Kalın bağırsağa geçen Früktoz miktarı “Hidrojen Soluma Testi” tespit ediliyor.

Früktoz vücutta yağlanma meydana getirmektedir.

Früktoz metabolizmasında insülinin yeri yoktur. Dolayısıyla vücuttaki ekstra şeker insülin salınımı ile kontrol edilemediğinden “İnsülin Direnci” gelişmektedir.

Vucutta doygunluk hissi LEPTİN salgılanması ile ortaya çıkmaktadır. Aşırı Früktoz tıpkı “insülin direnci” gibi “Leptin direnci” gelişmesine sebep olduğu için  obezite artmaktadır. Doğal olarak Früktoz alıyoruz zaten Çay şekerinin yarıs, balın yarıdan fazlası ve meyvelerde Früktoz vardır.

Dünyanın pek çok ülkesinde früktoz karşıtları artmaktadır. Zaten ben de belki Früktoz kullanıldığı için gazlı içecek içmiyorum.

Ne mi istiyorum? Benim içeceğim gazlı içeceğin üzerinde “Tatlandırıcı olarak yüzde yüz sakkaroz kullanılmaktadır!” yazmasını istiyorum…

 Bu yazıyı yazalı çok oldu ama ancak şimdi yayınlıyorum. 13 Şubat 2011 Kocamustafapaşa

               

 

Yorum bırakın